Oruç Nedir?

İslâmi ıstılahta oruç, “İkinci fecirden (fecr-i sadık’tan)” itibaren, güneşin batışına kadar yemekten, içmekten, cinsel ilişkiden ve orucu bozan diğer şeylerden, Allahü Teala (c.c)’ya kulluk niyetiyle nefsi alıkoymaya verilen isimdir.
Oruç bir ibadettir. İslâm dininin temel farzlarındandır. Farz olduğunu, Kur’an ve Sünnet açıkça bildirmiştir. Bütün âlimler orucun farz olduğunda ittifak etmişlerdir.
Akıllı olan, bulûğ çağına gelen ve ramazan ayına ulaşan erkek-kadın her müslümana oruç tutması farzdır. Oruç tutmamayı mübah kılan (serbest yapan) durumlar hariç, bu farz ölene kadar kimseden düşmez.
Oruç, niyet ederek fecrin doğuşundan (imsak vaktinden) güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsî münasebetten uzak durmaktır. Beden ile yapılan bir ibadettir. Oruca Arapça “savm” denir.
Orucun temel farzı, yemek içmekten ve cinsî yakınlıktan kendini korumaktır. Yani, orucu bozan hallerden sakınmaktır. İlâç kullanma da yemek içmek gibidir. Unutarak yapılan yeme içme ve diğer şeyler orucu bozmaz.
Oruçta niyet, oruç tutmaya kalp ile karar vermektir. Kalbin bu kararını dil ile ifade etmek sevaptır. Niyet Allah rızâsı için olmalıdır. Niyet, vakti içinde yapılmalıdır.
Oruç zamanı; ikinci fecrin doğuşundan (takvimlerdeki imsak vaktinden) güneşin batışına kadar olan süredir.
Gündüz ve gecenin tam olarak meydana gelmediği bölgelerde ( Örneğin kutuplar ve bunlara yakın yerlerde) orucun zamanı, buralara en yakın olan ve geceyle gündüzün normal şekliyle oluştuğu bölgeler esas alınarak belirlenir.
Oruç tutmaya ve orucun başladığı vakte “imsak” denir. Oruç açmaya ise “iftar” adı verilir. Oruç tutmak için gece kalkılıp yenilen yemeğe de “sahur” denilir.
Ramazan orucu müslümanlara hicretin 2. yılında Şâban ayının 10. günü farz kılınmıştır. Oruç ibadeti önceki ümmetlere de farz kılınmıştır. Bu durum Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bildirilmiştir:
“Ey iman edenler! Takvâ üzere olasınız diye, oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.”(Bakara, 2/183.)